“Nitel” ve Türevleri (“Alternatif ölçme”, “Çoklu” ve “Duygusal zekâ”): Ne, Niçin ve Nereye Doğru? *
Abstract
Başlıktaki konulara ilişkin ülkemizde son yıllarda mantar gibi biten kitaplar ve yazılar gündeme
geldi ve ne yazık ki ülkemizde var olduğunu sandığımız bilimsel birikime sahip cenahtan doğru dürüst
hemen hiçbir karşılık verilmedi: Çoğu, nedendir “bilinmez” “üç maymunları” oynadı ve oynamaya da
devam ediyor. Bu yazıyla, cesaretini toplayıp bir şeyler yazacak olanlara için bir başlangıç oluşturulması
amaçlanmıştır.
Bilime ve bilimsel yönteme saldırılar, bilimin ortaya çıkışından itibaren, idealist-metafizik
cepheden hep olagelmiştir, bu anlaşılabilir bir durumdur. Hele son 100-150 yıldır gerçekleşen bilimsel
ilerlemelerin (evrim kuramı, atomun parçalanması, yaşamın anahtarı DNA, kök hücre, klonlama,
uzayda yalnız olamayacağımız, transistör, çip, kuantum, bir yığın atomaltı parçacık ve Higgs parçacığı
gibi) zaten bu “korku cenahı”nı daha da korkutması beklenen bir durumdu ve onların “başka türden”
saldırılarını da bugün ne yazık ki giderek daha acımasızca yaşıyoruz. Ama, bilimin en temel ayağı olan
yöntemine yapılan ve özellikle de bilim içinden de destek bulan son saldırı (“alternatif”-“nitel” vs) ise
gerçekten çok kurnazcadır: Metafizik ve idealist felsefe, bilimsel temeli iyi alamamış bizim gibi
ülkelerdeki “akademisyenleri”, sosyal bilimlerin karmaşık değişken yapısını dayanak alarak avlamasını
bilmiştir. Ama bu “zehir” öyle hızlı yayılmaktadır ki, yükseköğretim kurumlarımızın ve eğitimimizin
içler acısı durumu ile doğru dürüst felsefe, bilim felsefesi, bilim tarihi, yöntembilim eğitimi almamış,
istatistik ve matematikten korkan memur zihniyetli akademisyenler ile birlikte tehlikenin farkında
olmayan bazılarını da girdabına çekmiştir. Bu konuda “inanıp” yazanların masumiyetini bir yana
bırakırsak, bilimin ve dünyanın geldiği bu aşamada, bu düşünsel saldırının hiç de masum
ol(a)mayacağını yazının sonunda spekülatif de olsa ele almaya çalışacağım.